Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Babalar Günü

Resim
Bu sene 21 Haziran Pazar günü kutlanacak olan Babalar Gününün tarihçesine bakacak olursak: "Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmekteydi. Dodd'un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüştü. Babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar o tarihe yetişemeyerek kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiştir. Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmıştır. 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiştir. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamıştır. 1972 yılındaysa başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi t

25 Dolarlık Bilgisayar: Raspberry Pi

Resim
Kredi kartı boyutlarında, 700 Mhz ARM işlemci, 128 MB Ram ve Full HD HDMI çıkışa sahip Linux tabanlı bir bilgisayar ister misiniz? Hem de sadece 25 Amerikan Doları'na. Bu ne şaka, ne de hayal. 2006 yılında, Cambridge Üniversitesi'nde çalışırken, çocuklar için küçük ve ucuz bir bilgisayar fikri ile yola çıkan Eben Upton, yanına üniversiteden arkadaşları ve 80'lerin kült oyunu Elite 'ın yaratıcılarından ünlü programcı David Braben 'i de katarak Raspberry Pi projesine başlamış. Raspberry Pi'nin kendi sitesinden ne olduğuna ve neler yapabildiğine bakalım: " Raspberry Pi, TV'nize ve bir klavyeye bağlanan, kredi kartı boyutlarında bir bilgisayardır. Hesap tabloları, kelime işlemciler ve oyunlar gibi , masaüstü bilgisayarınızın yapabildiği birçok şeyi yapabilen küçük bir PC 'dir.Ayrıca yüksek çözünürlükte video da gösterebilmektedir. Onu, dünyanın her yerinde programcılık öğrenmek isteyen her çocuğun kullandığını görmek istiyoruz."

Asimov'un "Üç Robot Yasası"

Resim
Ortaokul çağlarımda, doğum günümde, dayım bana bir kitap hediye etmişti. "Tanrılar ve İmparatorlar". Önceleri sıkıcı gelen kitap, daha sonra kurgusu ve akıcılığı ile beni sarmış ve yazarı Isaac Asimov 'a beni hayran bırakmıştı. Sonra, sahaflarda, bu yazarın başka kitaplarını aramaya başladım ve "Ben Robot" kitabını buldum. Kitap, kısa robot hikayelerinden oluşuyordu ve tüm hikayelerin temeli "Üç Robot Yasası"na dayanıyordu. Bu yasalar şunlardır; "... 1. Bir robot, bir insana zarar veremez; hatta etkisiz kalarak, insanın kendi kendine zarar vermesine de fırsat tanıyamaz. 2. Bir robot, birinci kuralla çelişkiye düşen türde emirler dışında, insan tarafından verilen emirlere kesinlikle uymak zorundadır. 3. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişkiye düşmeyecek tarzda, kendi varlığını da korumak zorundadır. Robot-Bilim elkitabı 56.baskı, m.s.2058 ..." (Isaac Asimov'un 1983 yılında Deniz Kitaplar Yayınevi 'nden Türkçe o

Açık Kaynak Kodlu Yeni Robot QBO

Resim
Qbo, yeni nesil bir robot. Linux OS kullanıyor, açık kaynak koduna, stereskobik görüşe, ses tanıma özelliğine, konuşma yeteneğine sahip. Çocukluk hayali olan "bir robot yapma" işine girişen Francisco Paz'ın Thecorpora bünyesinde gerçekleştirdiği bir iş. Şimdiden ümit vadedici görünüyor. Teknik özellikleri; Yükseklik 456mm Genişlik 314mm Derinlik 292,5 mm Ağırlık Yaklaşık 9-11 Kg. Şarj: Otomatik şarjlı Docking Station ile BAŞ: 2 Yönlü Kulaklar ve 1 tek yönlü Mikrofonlar Gözleri 2 Yüksek Çözünürlüklü Webcam ve 2 Göz kapağı Hareket: 4 Servo (Yukarı-Aşağı, Sol-Sağ) Ağız: 20 Led Burun: 1 LED Bağlantılar: Wifi Pcb 802g/n, anten ve Bluetooth QPR2 1 Pcb Donanım denetleyici GÖVDE: Sensörler: Ultrasonik 4, 1 Sharp ve 3 Kızılötesi Magnetik kodlayıcı Motorlar: 2 DC Motor (170 RPM) Tekerlekler: 2 Teker (arka) ve 1 Serbest Teker (ön) Ses: 2 Yüksek Kaliteli Hoparlör Kontrolörler: ATOM ve Nvdia ION Grafik güçlendirmeli 1 Mini-ITX ana kart QPR1 1 Pcb Dona

Süper İletkenler ve Kuantum Uçuşu

Resim
QuantumLevitation - YouTube : 'via Blog this'

Mucize Bebek BARIŞ

Resim
23 Ekim 2011, Van'dan deprem haberi geldi. 7.2 şiddetinde salladı Türkiye 'yi, tam da şehitlerimize ağladığımız, teröre lanet yağdırdığımız sıralarda. "Sesimi duyan var mı?" yakarışları arasında kurtarılan canlar ve maalesef defnedilen yaşamlar. Bir kez daha inşaat sektörünün ve siyasetin yanlışları, yalanları, organizasyon hataları... Tüm bu olumsuzluklar arasında, enkaz altından çıkartılıp, umut olan, sevinç olan, mutluluk gözyaşı olan "Azra bebek" ve "Mahir bebek". Türk ve hatta Dünya basınına bomba gibi düştüler, mutluluk patlamaları yarattılar. Ama ben, bu depremden sonra, enkazın altından bir de " Barış bebek" çıksın istiyorum. Çıkan çatlak seslere, yağmacılara ve teröre inat...

Linux Kullanan 10 Robot

Resim
Linux , Robotik dünyasında özel bir yere sahiptir. NASA gibi milyarlık organizasyonlar tarafından, gelişmiş uzay araştırmaları ve diğer karmaşık görevler için yapılan birçok robot, Linux’la çalışmaktadır. Robotik ve otomasyon, insanın ilerlemesi için anahtar bir rol teşkil eder ve gelişmiş Robotik sözkonusu olduğunda, Linux, özel bazı avantajları elinde tutmaktadır. İşte, tüm dünyadan, Linux’la çalışan robotlarla ilgili karşılaştırmalı bir liste: K-10 - NASA'nın Linux Temelli Uzay Keşif Robotu K-10, NASA'nın Ames Araştırma Merkezi’nde, Zeki Robotik Grubu (Intelligent Robotics Group - IRG) tarafından, gelecekte, Ay ve Mars ’taki robotik görevlerde kullanmak üzere keşif araçları inşa edecek bir projenin parçası olarak geliştirildi. K-10, NASA’nın söylediğine göre, geniş kullanıcı tabanı ve uygulama uyumluluğu sebebiyle seçilen Red Hat Linux çalıştırıyor. NASA’ya göre, “Linux’un esnekliği ve ölçeklendirilebilmesi, kolayca cihaz ekleme, çıkarma ya da genişletme yapabilmemize i

Spore

Resim
Güzel bir Electronic Arts (EA) ve Maxis oyunu. Yaratığınızın geçmesi gereken 5 seviyeden oluşur; 1) Cell Stage : hücre evresi 2) Creature Stage : yaratık evresi 3) Tribal Stage : kabile evresi 4) Civilization Stage : uygarlık evresi 5) Space Stage : uzay evresi Bu evreler haricinde bir de yaratım/tasarım (creation) bölümü vardır ki oyuna lezzet katandır. Bu fasilite ile şunları tasarlayabilirsiniz; Hücre ve yaratıklar, yaratıkların evrelere özgü kıyafetleri, hatta ve hatta o yaratık topluluğu için ulusal marş! Binalar (konut, eğlence yeri ve fabrikalar) Kara, deniz, hava taşıtları ve uzay gemileri Oyunu ilk yüklediğinizde bahsedilen 5 evreden birini seçip oynayamazsınız. Önce, ilk yaratığınız ile hücre evresinden başlayıp evrile evrile uzay evresine ulaşmanız gerekir. bundan sonra bu evrelerin hepsi oyuna açılır ve yeni oyunlara istediğiniz bir evreden başlayabilirsiniz. Ancak, böyle yaptığınız zaman, ırkınıza özgü olan ve size düşmanlarınıza karşı üstünlük ve

Commodore 64

Resim
Image via Wikipedia Tüm zamanların en çok satan bilgisayarı (30 milyon adet) ünvanını alan, 64Kbyte hafızaya, meşhur SID ses yongası ile VIC görüntü yongalarına sahip, 6510 işlemci tabanlı, NTSC versiyonu 1.02MHz, PAL versiyonu 0.98Mhz saat hızlarında çalışan, kült olmuş 8 bit bilgisayardır. C64, C=64 veya CBM64 olarak da bilinir. Kendisi ile üniversite yıllarımda aynı evde kaldığım arkadaşım sayesinde tanıştım. Ama bir zaman sonra oyunların ötesine geçerek üzerinde assembly (makine kodu) programlama dahi kasmışlığım vardır. Bence bilgisayar tarihinde sınırları en çok zorlanan ve bu sayede sınırlarının ötesine taşınan bilgisayar olma özelliğini taşır. Mesela Commodore 64 normalde ekranda aynı anda 8 adet sprite (oyunlardaki karakterleri oluşturan küçük ve hareketlendirilebilen resimler) kullanılabiliyorken, yapılan programlama hileleri ile bu sayı 64 ve üzerlerine taşınıyordu. Aynı şekilde grafikler yani ekrandaki resimler normalde, 8x8 piksellik karakter alanında 16 renklik paletten

Amiga

Resim
Image via Wikipedia En çok bilinen ve 1987 yılında piyasaya sürülen Amiga 500 modeli; 7,09MHz saat hızına sahip Motorola 68000 işlemcili, 512Kb hafızalı (maksimum 9.5Mb), 3.5" 880 Kb floppy kullanan, Workbench ile grafik arayüze sahip AmigaOS üzerinde çalışan, grafik ve ses konularında bilgisayar dünyasında devrim yaratan, bütünleşik klavye ile mouse kullanan, Commodore marka ev bilgisayarı. Türkiye'de daha çok televizyona bağlanarak kullanılıyordu. 24 bit adresleme ile 16 bit veri işleyebiliyordu (32bit olmasına rağmen). Normalde TV'den 640x256 ya da 640x512 çözünürlük verirken Overscan modda 700x600 piksel çözünürlük gösterebiliyordu. Eranda 4096 renklik bir palet kulanılabiliyordu. 4 kanallı 8bit PCM ses destekliyordu. O dönemde PC'lerin sadece monochrome (siyah-beyaz ya da siyah-yeşil) ekrana ve cızırtılı PC hoparlörüne sahip oldukları düşünüldüğünde, grafik ve ses konularındaki gücü daha iyi anlaşılacaktır.

Wii

Resim
Bilgisayar ile oyun oynamak bana her zaman zor gelmiştir. Çünkü Atari salonlarında, el yapımı joystick'lerledir en yoğun oyun tecrübem. Dolayısıyla tuşlarla oynamayı pek beceremem. O; Gamepad denilen kontrole de alışamadım nedense. Sanırım yönlendirme tuşlarının solda olmasından ve benim sol elle hiçbir iş yapamamamdan kaynaklı olarak. İşte tüm bu sebeplerden ötürü, kontrol sistemi hoşuma gittiği ve belki biraz ter atmama da yardımcı olur düşüncesiyle Wii aldım. Wii, özellikle de tenis, golf, bowling gibi spor oyunlarında rakipsiz bir kontrol sistemi kullanıyor ve ilgili sporda, gerekli hareketi neredeyse aynen yapmanızı sağlıyor. Bu da size ter ve kalori yakımı olarak geri dönüyor :) Özellikle Tenis ve şimdi ismini hatırlamadığım, Kendo benzeri, sopayla döğüş oyunu bu iş, yani ter atmak için birebir. Bunun yanında, oynarken gerçekten zevk aldığım bir oyun da, eski dost Konami imzalı; PES (Pro Evoluation Soccer) 2011 oldu. Normalde, menejerlik olanlar hariç pek futb

Pardus 2011

Resim
Image via Wikipedia PARDUS Nedir? Bunun cevabını, öncelikle, PARDUS'u geliştiren ekibi bünyesinde barındıran TÜBİTAK-UEKAE'nin sitesinden alalım: "PARDUS, TÜBİTAK - UEKAE (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü) bünyesinde yürütülen bir işletim sistemi geliştirme projesidir. PARDUS açık kaynak kodlu ve GPL (GNU Genel Kamu Lisansı) ile dağıtılan bir özgür yazılımdır. PARDUS, bilişim okur-yazarlığına sahip bilgisayar kullanıcılarının temel masaüstü ihtiyaçlarını karşılayan, mevcut Linux dağıtımlarının üstün taraflarını kavram, mimari ya da kod olarak kullanan ulusal işletim sistemidir."Biraz daha açmak gerekirse, PARDUS; en güncel Linux çekirdeği üzerine, kullanıcıya gerekli yazım, çizim, oyun, eğitim, müzik, video, internet, sohbet vs. tüm programların eklenmesi suretiyle hazırlanmış, Türkçe olarak kullanıcılara sunulan, hem kendisi hem de bileşenleri "Açık Kaynak Kodlu" olan ulusal işletim sistemimizdir. Ancak hedef sadece Türkiye'd

Sinclair ZX Spectrum 128k +2

Resim
3.5MHz saat hızına sahip Z80 işlemci tabanlı, kayıt ortamı olarak kaset kullanan ve bütünleşik teybe sahip, 16KByte ROM ve 48KByte RAM bunun yanında 64KByte ilave bellek ile toplamda 128KByte veriye erişebilen, 3 kanal ses, MIDI desteği ve RS232 bağlantı noktasına sahip, İngiliz menşeli 8 bit bilgisayardır kendileri. Sinclair'in Amstrad tarafından satın alınması sonrasına çıkarttığı bir modeldir. Ama en önemlisi "ilk bilgisayarım" olma gibi bir özelliği vardır ve uzun yıllardır sanal alemde kullandığım takma adın (nick) da esin kaynağıdır :) Bilgisayar açıldıktan 1-2 saniye sonra karşınıza sağda gördüğünüz açılış menüsü çıkardı. İsterseniz "Tape Loader" seçeneği ile kasetten program yüklemeye başlayabilirdiniz. Teyp'ten program yüklenirken hoparlörlerden garip cızırtılı sesler gelirdi. Günümüzde modemlerden ya da fakslardan çıkan sesler gibi. Bir oyunun yüklenmesi 3-5 dakika sürerdi :) Ama en kötüsü 3-4 dakika yüklemeden sonra kasetin bir yerinde

Bilgisayar Tarihim

Resim
Google Sites altında, kendi bilgisayar tarihimle alakalı bir site oluşturmuştum. Ancak son zamanlarda erişilemediğini farkettiğim için oradaki yazıları kısım kısım bu blog'a taşıyacağım. İşte ilk kısmı: Bu sitede, o zamanları yaşamamış günümüz genç bilgisayar kullanıcılarına; bilgisayarın, 80'li yılların ortalarından 8bit ile başlayıp, günümüzde 64bit'e kadar uzanan tarihsel gelişimini anlatmak istiyorum. Bu elbette ki resmi ya da ansiklopedik bir tarih olmayacak. Benim özelimde, ama sonuçta Türkiye ve hatta Dünya genelinde bilgisayarların donanım ve yazılım anlamındaki gelişimi ve bunun bizlerin hayatına yansımaları konularından, yer yer subjektif öğeler içermesine de özellikle dikkat ederek bahsetmek istiyorum. Umarım hem eğitici hem de eğlenceli olur... Erkek kardeşimle birlikte babamı razı etmek için attığımız binbir taklanın ardından, ortaokul sıralarında aldığımız 8 bit'lik Sinclair ZX Spectrum 128k +2 modeli ile başladı bilgisayar serüvenim. Daha sonra üniversit

Bilinçaltımdaki Balıklar

Resim
Blog'umun üst tarafındaki akvaryumu çok sevdim. Siz belki görmüyorsunuz ama blog'un o bölümünün adı "Bilinçaltı". Her  gün gelip balıklarımı besliyorum, onlarla konuşuyorum. Arada siz de besleyebilirsiniz. Suya 1-2 tık yeterli. Ama çok beslemeyin, çünkü "balıklarda tokluk hissi yok" diye duymuştum. Allah muhafaza çatlarlar patlarlar sonra. :) Ben içlerinden en çok siyah olanı seviyorum sanırım. Daha bir yalnızmış gibi geliyor bana. En çok onu besliyorum. Ama en çabuk da onu çatlatacağım sanırım. Bloğa gelip akvaryumu ne zaman görsem ya da balıkları ne zaman beslesem aklıma hep yaşlı kızılderili reisi ile iki köpeğinin hikayesi geliyor. Bakalım neymiş bu hikaye; "Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önün

Google ile herşey dahil

Resim
Google yavaş ama emin adımlarla, tüm hayatımıza iyice girmeye başladı. Hatta girdi de denilebilir. Önce sadece bir arama motoru ydu. Sonra, o kadar çok kullanmaya başladık ki; yabancılarda "google" kelimesi bir fiil olarak sözlüklere girdi ve Google'da arama yapma işi "googling" olarak söylenmeye başladı. Bizde de, bilgisayar kullanıcılarının %90'ının açılış sayfası haline geldi ve bir konu hakkında bilgi almak için "gugıl abi'ye soralım" deyişi dilimize yerleşti. Ama bu, sadece başlangıçmış. Sonra Gmail e-posta hizmeti çıktı ortaya. İlk zamanlar 2 gigabyte olan kapasitesi ve sadece davetiye ile üye olunabilmesi ayrıcalığı (!) bile kendisine sağlam bir yer edinmesine yetti. Artık çoğu kişi eski alışkanlıklarını ve bağlantılarını bir kenara atarak Gmail'e göç etmeye başlamıştı. Ama bununla da kalmadı. Gmail, diğer rakiplerine fark atarak Google Documents hizmetini sunmaya başladı ki; bence bu, onu, rakiplerinin 10 adım ötesine taşı

Somali

Resim
Batı Medeniyeti(!) günah çıkarıyor Somali'de. "Her türlü kimyasallar, zehirler vesaire ile biz doğayı, iklimleri mahvettik. Bu da sizin topraklarınızda kuraklığa ve açlığa sebep oldu, PARDON(!) Ama merak etmeyin. Çöpe dökmediğimiz yemek artıklarını size getirdik, afiyetle yiyin." Bir de, yardım adı altında, hem onların hem de bizimkilerin şovları yok mu? Televizyonu tükürüğümle boğasım geliyor. Yardım yapılsın tabii ama şova dökmek niye? Oradan bile avanta alacaksan hay senin tıynetine!!! Bir yerde çocuklar yok yere ölüyorsa; orada çok büyük bir hata var demektir. Ve bu hata hepimizindir...

Yerçekimine Hasret

Resim
Eskiden beynimi bayır aşağı salıverip, arazinin eğimine göre zıplaya zıplaya, sağa sola çarpa çarpa, kah hızlanıp kah yavaşlayarak aşağı inmesine izin verir ve bundan büyük bir zevk alırdım. Çünkü sonunda mutlaka deniz vardı o bayırın. Serin gelirdi düşüncelerime, rahatlatırdı. Ama şimdi hem düşünmeye zamanım yok hem de korkuyorum galiba. Gençliğin verdiği en büyük cesaret özgürce ve hesapsızca düşünebilmekmiş... İşte tam da o yüzden, çocuk olmayı eskisinden daha sık istiyorum artık...

Kafakaadı'na hoşgeldik.

Resim
Selamlar; Kafakaadı ismi, "kafa kağıdı"ndan geliyor ama daha önce başkası almış sanırım. Ben de süper yaratıcılığımı kullanarak; yumuşak g'yi kaldırıp ı'yı da a yapıp okunduğu gibi yazılan bir adres seçeyim istedim.  Yazmayı ve okumayı seven biri olarak, burada, yani "kafa kağıdı"nda öykü ve makale denemeleri yazmaya, okutmaya çalışacağım. Öncelikle neden "Kafa kağıdı"? Anlamı; "Nüfus Cüzdanı" ya da son haliyle "Nüfus Kağıdı". Ama gençlerin pek bilmediği, orta-yaşa yaklaşmış (öhöm) kişiler ve daha üzeri yaşların bilip kullandığı bir terim. Bunu seçmemin birinci nedeni, sanırım  artık kendimi orta yaşa yaklaşıyormuşum gibi hissetmeye başlamış olmam (tabi aslında yok öyle bir şey:)). İkinci nedeni de "Kafa'mın kağıdı" manası ile başlığa ikinci bir anlam yüklemek . Kafandakini kağıda dökmek, yazmak, bence kalıcılık anlamında çok önemli bir konu. Ama, birinci ve ikinci nedenleri birleştirirsek ortaya çıkacak

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çernobil'de Maske taksak Sarı Humma'ya yakalanır mıyız?

Spore

Asimov'un "Üç Robot Yasası"