3.5MHz saat hızına sahip Z80 işlemci tabanlı, kayıt ortamı olarak kaset kullanan ve bütünleşik teybe sahip, 16KByte
ROM ve 48KByte
RAM bunun yanında 64KByte ilave bellek ile toplamda 128KByte veriye erişebilen, 3 kanal ses, MIDI desteği ve RS232 bağlantı noktasına sahip, İngiliz menşeli 8 bit bilgisayardır kendileri. Sinclair'in
Amstrad tarafından satın alınması sonrasına çıkarttığı bir modeldir.
Ama en önemlisi "ilk bilgisayarım" olma gibi bir özelliği vardır ve uzun yıllardır sanal alemde kullandığım takma adın (nick) da esin kaynağıdır :)
Bilgisayar açıldıktan 1-2 saniye sonra karşınıza sağda gördüğünüz açılış menüsü çıkardı. İsterseniz "Tape Loader" seçeneği ile kasetten program yüklemeye başlayabilirdiniz. Teyp'ten program yüklenirken hoparlörlerden garip cızırtılı sesler gelirdi. Günümüzde modemlerden ya da fakslardan çıkan sesler gibi. Bir oyunun yüklenmesi 3-5 dakika sürerdi :) Ama en kötüsü 3-4 dakika yüklemeden sonra kasetin bir yerindeki bozukluk sebebiyle (ki sık sık karşılaşılan bir problemdi) bilgisayarın hata verip yüklemeyi kesmesiydi. Bu ve benzer durumlarda başvurulan yöntem ise "Kafa Ayarı"ydı. Ele saatçi tornavidası alınır, teybin üzerindeki delikten kristal kafanın vidasına ulaşılır ve en tiz ses yakalanıncaya kadar vida sağa sola döndürüldü. Bu genellikle farklı teyplerde farklı kafa ayarı ile kayıt yapılmış programlarda işe yarardı ama eğer kasetiniz sıcak ya da manyetik alana maruz kalması sebebiyle bozulduysa emekler boşa, kaset de çöpe giderdi.
Menünün ikinci sırasındaki 128
BASIC ile 128k moduna geçip ister program yükleyebilir isterseniz de BASIC programlar yazabilirdiniz. 128 BASIC, 48 BASIC'ten hem komutlar hem de yetenekler açısından daha ileriydi. Bir kere 3 kanal ses destekliyordu. Ayrıca 48KB modun sınırı olan 64KB üzerine bir 64KB daha ilave bellek kullanmanızı sağlıyordu.
Evet, menüden de görüleceği üzere sistem bir de hesap makinesi (Calculator) içeriyordu. Bununla 4 işlem haricinde bilimsel hesaplamalar da (üs ve kök alma, sinüs, kosinüs gibi trigonometri hesapları) yapabiliyordunuz.
48 BASIC seçeneği ise 128k'nın selefi olan
ZX Spectrum 48k moduna geçmesini sağlıyordu. Bazı 48k oyunları 128k modda çalışmadığı için bu moda geçmek şart oluyordu. Yine burada da 48k'nın BASIC yorumlayıcısı ile programlar yazabiliyordunuz.
Bilgisayar, TV ekranında 256x192 piksel çözünürlük veriyordu ve 8x8 piksellik alanda sadece 2 renk tanımlayabiliyordu (bright ve flash özelliklerini saymazsak). Bu arada şu andaki cep telefonumun bile 320x240 piksel çözünürlükte ve milyon renk sağlayan bir ekran sunduğunu söylemeden edemeyeceğim (nereden nereye... yaşlanıyor muyuz nedir?? :)
İlk bilgisayar deneyimlerim işte bu aletle oyun oynayarak başladı. En popüler oyunlarım Bilardo ve
Manic Miner idi. Bir de müzik yapabildiğim bir Org programı vardı ki hiç müzik kulağım olmamasına rağmen onun karşısında uzun süreler müzik kasmaya çalışmıştım.
Daha sonra oyunlardan sıkılıp program yazmaya başladım. Gerek bilgisayar ile birlikte gelen kitapçıktan gerekse annemin hediye ettiği BASIC programlama kitabından BASIC bilgimi yavaş yavaş ilerletiyordum. Bir taraftan da Z80 makine koduna ve assembly programlamaya geçmeye çalışıyordum ama assembly maceram; kaynak yetersizliği ve üniversiteye başlamam sebebiyle başladığı yerlerde kaldı. Bahsettiğim kaynaklar, o zamanlar internet olmadığı için sahaflar çarşısında bulabildiğim birkaç yabancı kitap ya da dergiden ibaretti. Bu arada, o yabancı dergilerin ekinde verilen program kasetlerinden bulduğum ama şimdi ismini hatırlamadığım alternatif bir BASIC compiler (derleyici) yardımı ile, yazdığım BASIC programları makine koduna çevirip daha hızlı çalışmalarını sağlıyordum.
Belki abartıyor diyeceksiniz ama o bilgisayarla, bugünkü Paintbrush, Excel benzeri, ayrıca AutoCad'in çok çok ilkeli de olsa 3 boyutta çizim yapabilen irili ufaklı yüzlerce program ve basit oyunlar yazmıştım o zamanlar. Hatta, üniversitede bitirme tezimin hidrolik hesaplarını bu Excel (aslında o zamanlar
Lotus123 vardı) benzeri BASIC program ile yapmıştım. Tabi yazıcı olmadığı için verileri ekrandan bakıp kağıda yazarak ödeve geçirmek zorunda kalmıştım.
Bir ayrıntı daha var atlamak istemediğim: Ben Elektronik Meslek Lisesi mezunuyum ve sanırım ikinci sınıfta bilgisayar dersi ilk kez bizim dönemde konmuştu. Ve ben arkadaşlar bilgisayar görsünler diyen hocamın isteği ile bilgisayarımı sınıfa götürmüş ve arkadaşlarıma ilk bilgisayar derslerini vermiştim.
Sonuç olarak, çok kahrımı çekmiş, zaman içinde teybinin tuşları kırılmış (ama benim tarafımdan yerine demir çubuklardan tuşlar yapılmış) sevgili Spectrum +2 bilgisayarım, taşınmalar esnasında kayboldu ve tarihin tozlu rafları arasındaki yerini aldı.
Ama onun ruhunu emülatörler sayesinde hala yaşatmaya devam ediyorum.
Huzur içinde uyusun... :'-(
Daha detaylı ansiklopedik bilgi için (ingilizce);
http://en.wikipedia.org/wiki/Sinclair_ZX_Spectrum
Süper bir Spectrum sitesi istiyorsanız:
www.worldofspectrum.org
Yorumlar
Yorum Gönder