Blog'umun üst tarafındaki akvaryumu çok sevdim. Siz belki görmüyorsunuz ama blog'un o bölümünün adı "Bilinçaltı". Her gün gelip balıklarımı besliyorum, onlarla konuşuyorum. Arada siz de besleyebilirsiniz. Suya 1-2 tık yeterli. Ama çok beslemeyin, çünkü "balıklarda tokluk hissi yok" diye duymuştum. Allah muhafaza çatlarlar patlarlar sonra. :)
Ben içlerinden en çok siyah olanı seviyorum sanırım. Daha bir yalnızmış gibi geliyor bana. En çok onu besliyorum. Ama en çabuk da onu çatlatacağım sanırım.
Bloğa gelip akvaryumu ne zaman görsem ya da balıkları ne zaman beslesem aklıma hep yaşlı kızılderili reisi ile iki köpeğinin hikayesi geliyor. Bakalım neymiş bu hikaye;
"Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.
O merakla sordu dedesine. Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
'Onlar' dedi, 'benim için iki simgedir evlat.'
'Neyin simgesi' diye sordu çocuk.
'İyilik ile kötülüğün simgesi.'
Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.'
Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
'Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?'
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
'Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!"
Bu hikayeden hareketle; benim bilinçaltımdaki siyah balığı daha çok beslemem; kötülük tarafımı güçlendirmek için mi, yoksa onu biran önce çatlatıp öldürmek için mi??? Kim bilir?
Yorumlar
Yorum Gönder