Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Babalar Günü

Resim
Bu sene 21 Haziran Pazar günü kutlanacak olan Babalar Gününün tarihçesine bakacak olursak: "Bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmekteydi. Dodd'un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüştü. Babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar o tarihe yetişemeyerek kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiştir. Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmıştır. 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiştir. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamıştır. 1972 yılındaysa başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi t

Google ile herşey dahil

Resim
Google yavaş ama emin adımlarla, tüm hayatımıza iyice girmeye başladı. Hatta girdi de denilebilir. Önce sadece bir arama motoru ydu. Sonra, o kadar çok kullanmaya başladık ki; yabancılarda "google" kelimesi bir fiil olarak sözlüklere girdi ve Google'da arama yapma işi "googling" olarak söylenmeye başladı. Bizde de, bilgisayar kullanıcılarının %90'ının açılış sayfası haline geldi ve bir konu hakkında bilgi almak için "gugıl abi'ye soralım" deyişi dilimize yerleşti. Ama bu, sadece başlangıçmış. Sonra Gmail e-posta hizmeti çıktı ortaya. İlk zamanlar 2 gigabyte olan kapasitesi ve sadece davetiye ile üye olunabilmesi ayrıcalığı (!) bile kendisine sağlam bir yer edinmesine yetti. Artık çoğu kişi eski alışkanlıklarını ve bağlantılarını bir kenara atarak Gmail'e göç etmeye başlamıştı. Ama bununla da kalmadı. Gmail, diğer rakiplerine fark atarak Google Documents hizmetini sunmaya başladı ki; bence bu, onu, rakiplerinin 10 adım ötesine taşı

Somali

Resim
Batı Medeniyeti(!) günah çıkarıyor Somali'de. "Her türlü kimyasallar, zehirler vesaire ile biz doğayı, iklimleri mahvettik. Bu da sizin topraklarınızda kuraklığa ve açlığa sebep oldu, PARDON(!) Ama merak etmeyin. Çöpe dökmediğimiz yemek artıklarını size getirdik, afiyetle yiyin." Bir de, yardım adı altında, hem onların hem de bizimkilerin şovları yok mu? Televizyonu tükürüğümle boğasım geliyor. Yardım yapılsın tabii ama şova dökmek niye? Oradan bile avanta alacaksan hay senin tıynetine!!! Bir yerde çocuklar yok yere ölüyorsa; orada çok büyük bir hata var demektir. Ve bu hata hepimizindir...

Yerçekimine Hasret

Resim
Eskiden beynimi bayır aşağı salıverip, arazinin eğimine göre zıplaya zıplaya, sağa sola çarpa çarpa, kah hızlanıp kah yavaşlayarak aşağı inmesine izin verir ve bundan büyük bir zevk alırdım. Çünkü sonunda mutlaka deniz vardı o bayırın. Serin gelirdi düşüncelerime, rahatlatırdı. Ama şimdi hem düşünmeye zamanım yok hem de korkuyorum galiba. Gençliğin verdiği en büyük cesaret özgürce ve hesapsızca düşünebilmekmiş... İşte tam da o yüzden, çocuk olmayı eskisinden daha sık istiyorum artık...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çernobil'de Maske taksak Sarı Humma'ya yakalanır mıyız?

Spore

Asimov'un "Üç Robot Yasası"