Oyunların milliyeti olur mu?

Games (Photo credit: Ian D)

Oyunlar, boş zamanlarımızın vazgeçilmezleri. Tabii ki bilgisayarların ve internetin hayatımıza girmesi ile oyunlar yeni bir ortama taşınmış oldu. 1980’lerde başlayan, bilgisayar oyunlarının popülerleşme süreci, teknoloji ve internetin çılgınca yükselişi ile günümüzde en hareketli günlerini yaşıyor. Özellikle son dönemde, telefonlarımızın akıllı hale gelmesi ve fiyatlarının ucuzlayıp ulaşılabilir olan tablet pc’lerin yaygınlaşması ile bu yükseliş daha da ivme kazanmış görünüyor.

Teknoloji ve internetin gelişmesi ile yeni bir fenomen ortaya çıktı; Sosyal Ağlar. Önce Facebook, sonra Twitter, Google + ve diğerleri. Sosyal ağların gelişimi, oyunlara da yansıdı ve bu siteler üzerinde arkadaşlarınız ya da dünyanın başka yerlerindeki insanlarla oynayabileceğiniz oyunlar ortaya çıktı. Bunların en popüleri şüphesiz ki bir çiftlik oyunu olan Farmville idi. Bu oyunda çiftliğinizde tarım ve hayvancılık yapıyor, çeşitli ödül ve aleti, arkadaşlarınız ile paylaşabiliyor, sosyal ağın imkânları ile yeni arkadaşlar edinebiliyordunuz. İşte bu noktada, herkesin kendi dilinde kullanabildiği arayüzler sayesinde, siz uygulama ile Türkçe iletişim kurarken, Amerikalı kullanıcı İngilizce, Japon Japonca, diğer tüm dünya vatandaşları da kendi dillerinde iletişim kuruyor, ancak herkes oyunun ortak dilinde buluşuyordu. Hatta Second Life gibi bazı uygulamalar, chat ortamınızdaki sohbetlerinizi anında Google translate ile sizin dilinize çevirerek olaya farklı bir boyut getiriyordu. Yakında konuşmalar bile anında tercüme edilecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, günümüz teknolojisi, globalleşmeyi ve anti-milliyetçiliği oldukça destekler görünüyor. Globalleşme, kültürlerin renklerini soldurmadıktan sonra, bence de doğrusu bu. Aslında ne kadar da birbirimize benziyoruz, farklı diller konuşsak, farklı yemekler yesek, farklı giyinsek dahi…